Birleştirilmiş Bir Toplum Olusturmak

Statements

Birleştirilmiş Bir Toplum Olusturmak

[First published: 1976 as "Building a Unified Community"]

New York—1 January 1976

Insanin kendi içinde yaptigi bir hesaplasmada öncelikle su soruya yanit bulmasi gerekir: "Insanlar olarak, bu dünyadaki yasamimizin amaci nedir?" Bu yanit olmaksizin, bireyler olarak davranislarimizi sekillendirmek ve temel bir mutluluga ulasmak amaciyla karsilikli iletisim kurabildigimiz bir toplum olusturmak için benimsememiz gereken hareket tarzini açikça göremeyiz. Bir insanin mutlu olmak için sahip olmasi gereken kisiligi ve özellikleri nasil tanimladigimiz, her insanin tam bir gelisimi basarabilmesi için gereksinim duydugu ruhani ve fiziksel çevreyi belirleyecektir.

Dogal olarak, insanin kisiligi ile toplumun ve uygarligin özellikleri birbiriyle iliskilidir. Bireyin yasamdaki amacini sorgularken, ailenin ve bunun ötesinde, yerel, ulusal ve dünya toplumunun temel amacini da sorgulamaktan kaçinamayiz.

Bugün, kentsel veya kirsal alanlarda, yoksul veya zengin ülkelerde var olan yerlesim merkezlerinin insanin gereksinimlerini karsilamak ve insan irkinin üyelerine mutluluk saglamak konusunda basarisiz olduguna dair yaygin inanç, bizi, yeni yasam modellerinin gelistirilmesine ve gelismeye elverisli bir çevre konusunda yeni kavramlara götürecek olan bir insan bilincinin uyanmakta oldugunun bir kanitidir. Bu yaklasimin temelinde, insanin ruhani bir yapiya sahip oldugunun kabul edilmesi yatmaktadir. Korunmasi ve beslenmesi gereken, sadece fiziksel vücut degildir. Hem insanin gelisiminin kaynagi ve temeli ve hem de, diger insanlarla olgun ve gönüllü bir isbirligi kurmasinin araçlari olan rasyonel ve ruhani özelliklerinin de beslenmesi gereklidir. Yerlesim yeri, insanin dogasinin bu üç yönünün - fiziksel, rasyonel ve ruhani - gelistigi fiziksel çevredir.

Toplum, insan yasaminin, özü Tanri'yi tanimak ve O'na tapmak ve sürekli ilerleyen bir uygarligi daha da ileri götürmek olan temel amacini yansitmalidir. Dua, meditasyon ve insanliga hizmet ruhu içinde yapilan is, Zati ve Dogasi insanin kavrayisinin ötesinde olan, ama Plani ve Kilavuzlugu dünyadaki dinlerin Kurucularinin yasamlarinda ve ögretilerinde ortaya çikan Yüce bir Kaynaga yapilan ibadetin ifadeleridir. Bu inanç sistemleri ilahi bir planin yürütülmesindeki çesitli asamalar ve insan toplumlari da her çagda din tarafindan olusturulan bir birligin fiziksel ifadeleri olarak görülmektedir. Nitekim, aile, kabile ve ulus birligini yansitan toplumlar gördük. Bu açidan bakildiginda, zamanimizda insanin mutlulugu, tüm insanlarin insan irkinin özde bir oldugunu kabul etmelerini ve insanligi, çagimizin ruhani yasasi ve önde gelen bir gereksinimi olan birlige ulastirmak için çaba göstermelerini gerektirmektedir. Ister kentte, kasabada veya ister köyde yasasinlar, erkekler, kadinlar ve çocuklar, Yaraticilari ve diger insanlarla kurduklari yakin iliski sayesinde, kendilerini sadece yakin çevreleri içinde bir araya getirmekle kalmayan, fakat mekan sinirlarini asarak, dünya üzerindeki tüm insanlari kucaklayan ruhani bir bagla kaynasabilirler. Bir yerlesim yeri, sakinlerinin gereksinimlerini ancak böyle bir çerçeve içinde karsilayabilir.

Her insanin içinde gerçek mutlulugu arama ve kendisine ve insanlik ailesine karsi olan yüce sorumluluklarini yerine getirme konusunda içten bir arzu uyandirmak için, toplum yasaminin belirli gerekliliklerin karsilanmasini tesvik etmesi gerekmektedir. Bunlardan bazilari sunlardir:

Iyi bir karakterin ve dürüstlük, güvenilirlik, sefkat ve adalet gibi ruhani özelliklerin gelistirilmesinin tesvik edilmesi.
Tüm insanlarin irk, inanç, sinif, milliyet ve cinsiyet konusundaki bölücü önyargilardan uzaklasmasina dogru yavas yavas egitilmesi.
Insanin gelisimini engelleyen her türlü hurafenin, din ile bilimin gerçegin iki yönü olarak uyum içinde olduklarinin anlasilmasi yoluyla yok edilmesi.
Her bireyin sahip oldugu essiz hüner ve yeteneklerin, bir is veya bir meslek edinilmesi amaciyla kazanilan bilginin ve becerilerin sadece kisisel doyum için degil, tüm toplumun yasaminin zenginlestirilmesine bir katki olarak da görülmesi yoluyla gelistirilmesi.
Her iki cinsin de toplumun seçim, yönetim ve karar alma süreçlerine tam olarak katilmasi.
Böyle bir çevrede bireyler ve toplum, tüm insanlarin mutlulugu konusuna karsilikli önem vererek sürekli bir iletisim içinde olacaklardir. Örnegin, toplumun temel birimi olan ve genellikle de birey ile toplum arasindaki en güçlü bag olan aile, sadece üyelerinin fiziksel rahati konusunda degil, ruhani gelisimleri konusunda da bir sorumluluga sahiptir. Evlilik, eslerin özgür seçimi, ebeveynleri onayi ve toplumun yönetim organinin denetimi altinda gerçeklesmeli ve erkeklerle kadinlarin gerçek esitligi, çocuklarin bir sevgi ve evrensellik ortami içinde yetistirilmesi ve ailedeki her bireyin haklarinin ve sorumluluklarinin kabul edilmesi konularindaki kararliliga dayanmalidir.
Yerel, ulusal ve uluslararasi bir yönetim modeli, bireylerin inançlarindan dogan enerjiyi, bu yaratici gücü sistemli bir yolla yeni bir sosyal davranis düzeyi yaratmak amaciyla kullanacak olan kurumlara kanalize etmelidir. Örnek olarak, yerel yönetim kurumu toplumdaki tüm üyeler tarafindan gizli oyla ve aday gösterme ve propaganda olmaksizin seçilmelidir. Böylece çikar çevrelerinden kurtulmus olan böyle bir yönetim kurumuna, toplumunun refahini saglama sorumlulugu verilmis olacaktir. Ancak, kararlarina ve hareketlerine her zaman tüm insanliga karsi duydugu sorumluluk yön verecektir. Amaci, sadece toplumunun üyelerinin ötesinde, yardima ihtiyaci olan herkesi kaynaklari çerçevesinde egitmek, özen göstermek ve yardimci olmak için çalismak olacaktir. Her zaman uyumu, gelisimi ve adaleti gelistirmek için çalisacaktir. Toplumun tüm üyelerinin kendi fikirleriyle katkida bulunduklari düzenli toplantilar kanaliyla, hem bireysel ve hem de toplumsal ihtiyaçlar ve hedefler konusunda yapilan mesveretlerle toplumun üyelerine bagli olacaktir.

Duanin ve meditasyonun bireyin ve toplumun yasaminda sahip olacagi önemli konum, köylerin, kasabalarin ve sehirlerin kalbinde yer alacak olan ibadet yerlerinin rolünü destekleyecek ve bunlari küresel bir topluma baglayacaktir. Bu mabetler her türlü geçmise ve inanca sahip olan tüm insanlara açik olmali ve çevresinde her toplumun bilim, egitim, yardim ve yönetim kurumlarinin dönecegi bir merkez olarak hizmet vermek üzere büyütülmeli ve gelistirilmelidir. Toplumun üyeleri her günün basinda dua ve meditasyon için buraya geleceklerdir. Bu sekilde, evde, okulda veya iste olsun, ofiste, çiftlikte veya fabrikada olsun, tüm günlük etkinlikler ruhani bir kaynaktan akacak ve inancin disa vurulan bir ifadesi olacaktir.

Her ne kadar, organik olarak birlesmis bir insanligin sonuçta varacagi zenginlik ve gelecekteki bir dünya toplumu içindeki bireyin ve ortak yasamin özellikleri ancak silik bir sekilde hayal edilebilse de, böyle bir gelisimin içinde yer alacagi model ve yardima ihtiyaci olan bir insanligin sorumluluk sahibi liderlerinin simdi atmasi gereken adimlar açikça görülebilmekte ve inanç, cesaret ve kararlilikla izlenmelidir.

BAHAI ULUSLARARASI TOPLUMU

VE

BIRLESMIS MILLETLER

Bahai Uluslararasi Toplumu uluslararasi bir hükümet disi kurum olarak, Birlesmis Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC) ve Birlesmis Milletler Çocuklar Fonu (UNICEF)'nda danismanlik statüsüne sahiptir ve Birlesmis Milletler Çevre Programi (UNEP) ve Birlesmis Milletler Halkla Iliskiler Bölümü (DPI) ile isbirligi yapmaktadir. New York, Cenevre, Viyana ve Nairobi'de temsilcilikleri bulunmaktadir.

Bahai Uluslararasi Toplumu sosyal ve ekonomik kalkinma alanlarinda Birlesmis Milletler programlariyla olan isbirligi sirasinda, ECOSOC, onun islevsel komisyonlari, heyetleri ve ilgili kurumlariyla birlikte çalismistir. Bu etkinliklerde bilgiler saglamis, bildiriler sunmus ve su çesitli konularda brosürler yayinlamistir: insan haklari, sosyal kalkinma, kadinin statüsü, dünya besini, bilim ve teknoloji, nüfus, uyusturucu kullanimi, çevre, Birlesmis Milletler Üniversitesi, aile, gençlik, su, suçun önlenmesi, irk ayirimciliginin yok edilmesi, çöllesme ve insan yerlesimleri.

Bahai Uluslararasi Toplumu ayrica, Birlesmis Milletler yillarina, dünyamizin sosyo-ekonomik sorunlariyla ilgili olan önemli konferanslarina ve hazirlik ve izleme toplantilarina ve etkinliklerine de katilmistir.